Zaman konusuna
birazcık kafa yorduysanız, işin içinden çıkamadıysanız ki çıkabilene aşk olsun
bu kitap tam size göre. Bu kitap tam bir zaman lunaparkı. Zaten kısacık da bir
şey, kapağını açıp kapatıncaya kadar bitiyor. Ben çok sevdim. Keşke dedim ben
bu kitabı okurken zaman dursa da ben de sonsuza kadar bu kitabı okur bir
şekilde kalsam. Şaka şaka böyle bir şey demedim sadece kitaba gönderme yapmak
için öyle söyledim. Çünkü kitap zaman olgusunu olabilecek neredeyse tüm
açılardan ele alarak inceliyor. Üstelik de bunu çok eğlenceli bir hale
getiriyor. Eğlenceli derken komiklikten bahsetmiyorum. Güldüren değil de
gülümseten bir yaklaşım söz konusu. Eğlencesi günlük yaşamın sadeliğiyle Einstein’in karmaşık
zaman teorilerinin harmanlanmasında.
Zamanla ilgili
kitaplarda, filmlerde ben her zaman bir çelişki, bir tutarsızlık, bir
mantıksızlık arar bulurum. Zamanla ilgili derken zamanda yolculuktan ya da
zamanın durması gibi durumlardan bahsediyorum. Beni en çok eğlendiren de bu
çelişkilerdir aslında. Hatta benim de zamanda yolculuğa denk düşecek konusu
olan bir hikayem bile var. Bir gün okuturum size de. Neyse işte, bu kitaba
başlar başlamaz da o tarz çelişkiler aramaya başladım hemen. Ancak birkaç sayfa
ilerleyince bunun anlamsızlığını fark ettim. Çünkü yazar bu tarz ciddi
eleştirilere mahal vermeyecek şekilde eğlenerek, dalga geçerek dile getirmiş zaman
teorilerini. Her teori ayrı bir hikaye olmuş. Bir hikayede zaman dururken bir
diğerinde yavaşlamış ya da hızlanmış, başka birinde kişiden kişiye değişiklik
gösterirken bir başkasında tamamen yok olmuş. Bu durumlardan da çok keyifli yazılar
çıkmış ortaya.
Bu arada kitabın
adı Einstein’ın Düşleri ama aslında hepsi de yazarın
düşleri. Kitaptaki Einstein yazarın kendi düşlerini okuyucuya aktarmak için
kullandığı bir araç sadece. Tabii ki bu düşlerin çıkış kaynağı Einstein ve
tabii ki daha bilimsel olarak, kağıtlara bir sürü kargacık burgacık şekiller
çizerek, rakamlar yazarak zamanında hepsini Einstein da düşlemiş. Alan Lightman’sa bu
ciddi düşünceleri eğlenceli düşlere çevirmiş. Gerçi Einstein’ın
dili dışarıda fotoğrafını hatırlayınca onun da bütün bunları eğlenceli bir
şekilde kafasından geçirmiş olması da mümkün gibi geliyor.
Yazar Einstein’ın
teorilerini açıklayan keyifli hikayeler yazmakla kalmamış ama. Ciddi anlamda
psikolojik ve sosyolojik saptamalar da var kitabın içinde. Bu saptamalar da kitaba
ayrıca değer katıyor bence.
Kitabı çok
sevince bitirir bitirmez yazarın diğer kitabına, Bay Tanrı’ya
geçtim. O da çok keyifli. Anlatırım sonra onu da.
O zaman yazımı da
kitaptan bir alıntıyla bitireyim de ne demek istediğim daha iyi anlaşılsın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder