5 Ekim 2014 Pazar

Mülksüzler - Ursula K. Le Guin


Ursula K. Le Guin’in Mülksüzler romanının bazı açılardan şanssızlığı söz konusu aslında. Bir tanesi yazarın daha önceki ya da daha sonraki fantastik kurgu kitaplarından dolayı bu kitabın da önyargılı olarak o kategoride değerlendirilmesi ve kategoriye ilgi duymayanlar tarafından okunmaması daha doğrusu okumaya niyetlenilmemesi. Yazarın kendisinin kitabı “ikircikli ütopya” diye değerlendirmesi de kitabın bir ütopik roman olarak algılanmasına yol açmıştır. Bu çok da yanlış değildir aslında. Ütopyadan çok distopya demek daha doğru olur ama bence. Benim gibi fantastik kurgu meraklıları içinse farklı bir durum var kitabın şanssızlığı anlamında. Gerçi ben her tür kurguyu okurum (kurgu olmayan kitap okumayı bir süre önce bıraktım) ama fantastik kurguya özel bir merakım var kendim de o tarzda yazmaya çalıştığım için. Neyse, kitabın adının Mülksüzler olması daha doğrusu bu şekilde çevrilmiş olması bence diğer bir şanssızlık. Ben Le Guin’in diğer kitaplarını okumuş ve sevmişken sıra Mülksüzler’e geldiğinde duraksamıştım. Mülksüzler! Sanki bir miras hukuku kitabının sıkıcılığını haber veren, maldan mülkten, mirastan, terekeden bahsedecek bir kitap gibi duruyor ilk bakışta. Orijinal adı olan “The Dispossessed” ise kitabın içeriğini birçok yönden o kadar iyi karşılıyormuş ki anlatamam. Ama halen yarım yamalak bildiğim İngilizce ile benim için ve benim gibiler için bu pek bir şey ifade etmiyor. Ama çevirenin de ahını almamak lazım. Çevrilmesi çok zor bir kelimeymiş. Ama okuyunca başucu kitaplarım arasındaki yerini alıverdi tabii ki. Hatta ikinci kez okudum çok az yazarın kitabına tanıdığım bir ayrıcalık olarak.     

Ve ben Mülksüzler hakkında konuşacaksak eğer tarzının, türünün çok da belirleyici olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bence kitap bir distopya ya da ütopya, bilimkurgu, fantastik kurgu gibi görünse de aslında tam anlamıyla bir sistem ve toplum eleştirisi. Gerçi kırk yıl önce yazıldığı için biraz demode değerlendirmeler söz konusu ama hala geçerliliğini koruyan birçok yaklaşım da barındırıyor. Anarşizm, kapitalizm, komünizm, sosyalizm, militarizm, demokrasi, devlet eleştirilerinin yanı sıra kadın erkek ilişkilerine, cinselliğe, eğitim sistemine, din ve ahlak olgusuna, çalışmaya ve çalışmamaya ve daha birçok şeye dair bir dünya saptamayla dolu.

Diğer taraftansa çok eksik kalmış bir sistem ve toplum eleştirisi olduğunu da düşünüyorum. Eksik derken aslında ‘ceteris paribus’ bakış açısıyla yazılmış, anlatılmış olan bitenler. İzole bir ortamda, fazla olmayan nüfusla, ilkel koşullardaki bir yaşam tarzıyla anarşizmden dem vurmak kolay tabii. Ama soruyorum şimdi; tarlada, madende, bağda, bahçede çalışmak, üretmek, paylaşmak, tüketmek tamam da bilgisayarlardan da bahsediliyor, o bilgisayarlar nerede üretiliyor, kolay mı o iş, nasıl bir teknoloji, tesis, eğitim gerekiyor ve Anarres’te nerede bütün bunlar? Eğer bilgisayar üretecek seviyeye gelmişse bir toplum artık anarşizmin uygulanabilmesi için fazla karmaşık ve kaotik bir aşamaya gelinmiş demektir. İronik bir durum ama öyle. Ayrıca din konusu tamam ama ahlak konusunda da “ikircik” yaşamış bence yazar. Özellikle cinsellik konusunda anarşist bir yaklaşım eşcinsellik ya da çok eşlilik konularında sorun yaşamayabilir ama iş çocuklara gelince “hop dur bakalım orada” deme ihtiyacı hissedilir. Le Guin bu konuya ucundan azıcık değinmiş ama fazla bulaşmamış. Çünkü bulaşsaydı içinden zor çıkardı büyük olasılık.

Sonuçta Le Guin anarşizmi daha sempatik buluyor ve kapitalizmi ve daha çok da totalitarizmi, militarizmi yoğun olarak eleştiriyorsa da aslında her sistemin iyi ve kötü yanlarını göstermeye çalışmış ve radikal olarak taraf tutmamış romanında. Dediğim gibi bu romanı bilimkurgu, fantastik, ütopik diye değerlendirmemek ve toplum hakkında, sistem hakkında, yazıldığından bu yana kırk yıl geçmesine rağmen hala yeni sayılabilecek fikirlerle karşılaşabilmek ve kendimiz de bir kez daha bu konularda düşünebilmek adına okumak gerekir. Üstelik bence heyecanlı bir kurgusu da var. Ne olacak ne bitecek diye merak ediyor insan. Yani ben ettim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder